About me

DEDELER , OĞULLAR VE TORUNLARI

Dedelerinden kalma eski ve büyük bir su testisini ortaklaşa kullanan iki komşu varmış . Bu su testisi ile su doldurmanın bereketli olduğuna inanılırmış… İki ailenin fertleri evlerinden uzaklardaki çeşmeye su doldurmaya neşeli şarkılar söyleyerek birlikte giderler, koca testiyi el birliğiyle doldururlar, “komşum yorulmasın” diye testiyi taşıma tartışmasından sonuç alamayınca her iki kulptan birlikte tutarak dolu testiyi evlerine taşıyıp aynı testinin kevser tadındaki buz gibi suyunu birlikte içerlermiş .

Yine bir gün türküler eşliğinde su doldurmaya gitmiş, yine el birliği edip testiyi doldurmuşlar . Ancak beklenmeyen bir olay yaşanmış . Su doldurmaktan dönüşte karşılarına aniden sünepe bir köpek çıkmış ve onlara havlamış . Havlamayla birlikte her ikisi de panikle bir iki adım geriye atmalarıyla testinin ellerinden kayıp düşmesi, zaten eskimiş testinin parçalara ayrılması, suyun etrafa saçılması bir olmuş . Sünepe köpek siğtine siğtine, salyalarını akıta akıta oradan uzaklaşırken iki komşu hararetle tartışmış ve mütabakata varamayıp sessizce evlerine gitmişler .

Ellerinde su olmadığını gören çocuklarına ve karılarına başlarına geleni anlatırken ikisi de “azgın bir köpekle karşılaştıklarını” söylemiş ve eklemişler : “testinin kırılmasında hatam vardı kabul ama suç en çok karşı tarafındı !” Çocuklar da kadınlar da inanmış söylenenlere . Susuz bir gece geçmiş ki ne gecedir o ! Ertesi gün pazardan aldıkları küçük testiler ile iki komşu ayrı ayrı sularını doldurup evlerine getirmeye başlamış .

Dereler akmış, çayırlar sarı ile yeşil arasında renk değiştirip durmuş . Aradan yıllar geçmiş . Ecel kapıyı çalmış, aynı gün babalar ölmüş . Oğulları ise mektepte, bağda, bahçede, köy meydanında hep karşılaştıklarında önce tartışıp sonra kavga etmişler . Her biri karşı tarafın babasını suçlamış . Konu anlatılırken köpek ise değiştirilip ‘iri bir kurt’ şekline dönüştürülmüş. Diğer komşuların araya girmesiyle birlikte bir müddet barış sağlanmış , köy muhtarının getirttiği suyu ortaklaşa kullanmışlar , hatta yoklukta birbirlerine su yardımı bile yapmışlar . Ama ‘güzelim testi’nin kırılma hikayesi iki komşu çocuğu arasında didişmelerin odak noktası haline gelmiş . Büyümüşler, evlenmişler, çoluk çocuğa karışmışlar ama “kendilerini haklı çıkarma” durumları hiç değişmemiş .

Aradan uzun yıllar geçip her köylünün evine musluk geldiği günlerde, iki komşunun çocukları da öldüklerinde torunlarına miras bir ‘altın testi’ hikayesi kalmış . Güya iki komşudan birinin dedesi altın dolu testi’yi diğerinin dedesine taşıtırken karşılarına uzun yeleli, fil büyüklüğünde bir aslan çıkmış . Kendi dedesi testiyi yere koyup aslana karşı koyarken, canını dişine takıp aslana karşı koyarken bir diğerinin dedesi güya korkup aslandan saklanmış hem de fındık kabuğu kadar bir taşın ardısıra ! Aslanın öfkeyle gürlemesiyle de testi uçup yanlarındaki nehre düşmüş . Testi de altınlar da nehirde kaybolup gitmiş . Tabii ki kendi dedesi de aslanın darbesiyle ölmüş...
Böyle bir hikayeye inanan torunlar , altın dolu testinin tanzimatı olarak birbirinin evlerini almayı kendilerine hak bulmuşlar . Çok tartışmış , köyü ikiye ayırmış, çok kan dökmüşler .

Torunlar da dede olduğunda, “açıl” deyince musluklardan suların aktığı günlere gelindiğinde ise torunlar bakmış ki kendi öz ailelerinden olmayan insanların zulüm, işkence, gözyaşının hakim olduğu şiirleri okuduğunu, testi şeklinde yas anıtları diktiklerini görmüşler . Hem de kendi akrabaları olmadığı halde ‘kahraman dedem’ nutukları atıp marşlar söyleyenlerin ‘devasa bir altın küpü’nün tanzimatı için hem de yasal(!) olarak evlerini alma talepleriyle karşı karşıya kalmışlar .

Dede olan torunlar dedelerinden kalma bir tartışma için evlerinden, bağlarından, bahçelerinden olmuşlar . Hem de göz göre göre....

("Kısa Hikayeler" adı altında düzelediğim yazılarımdan alıntıdır...)
Share on Google Plus

About fatxora

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum: