Eskimeyen eski bir dostumla şehrin kalabalık caddelerinden birinin kıyısında köşesinde kendi halinde , bulunduğu yerde memnun ki başka bir yere gitmeyen , filmlerdeki Amerikan lokantalarını andıran ancak özel efektlerden ve aksiyondan uzaktaki sakin bir kafede oturup çay keyfi yapmakta ve çay keyfinin yanına muhabbeti kararınca katmaktaydık ... Konularımız gündem, ABD-Türkiye ilişkileri, terörizm, Megalo İdea, iç ve dış siyaset, oy toplayıp iktidar olduktan sonra ülkeyi parsel parsel satan düzenbaz ve -aslen üzenbaz- siyasetçiler, mafya, derbi maçı, hangi takımın daha çok seyircisinin olduğu, Formula 1 sarışınları, aşk-meşk seyrinde ilerlerleyip evlilik ve ‘bekarlık sultanlıktır be abi’ istikametine yaklaşmak üzereyken eskimeyen eski dostum duraksadı, saman pazarında satılan , fabrikanın imal hatası yaptığı, eşantiyon, bir-iki yeri sökük, alelade – ki ben bir Amerikan yazarı olsaydım buraya iki-üç emekli YTL’si fiyatı olan kaliteli ve marka bir ismi yazardım ama burası Türkiye olunca vaziyetimiz bu oluyor - ceketinin kolunu ters eliyle hafifçe sıyırıp kolundaki seyyar satıcı malı, kazıklanmış, orjinalinin harika bir kopyesi saate – ki ben bir Amerikan yazarı olsaydım buraya iki-üç emekli YTL’si fiyatı olan kaliteli ve marka bir ismi yazardım ama burası Türkiye olunca vaziyetimiz bu oluyor - bakıp ‘’saat 11.11 ; biri beni düşünüyor’’ demez mi !!!
Sordum durumun anlaşılabilmesi için vaziyetini ; saat 11.11, 12.12, 18.18 olunca ; yani akrep ile yelkovan : ‘’icat edildiğimizden beri insan denen salaklara izafi zamanın seyrini gösterip duruyoruz, haydi aynı rakamı gösterelim de beyni olup konuştuğu için kendisini fasulyeden sayanlar, birisinin onu düşündüğünü sansınlar!’’ der gibi aynı rakamı gösterdiğinde birisi – ki bu birisi , işi gücü başka kızlarla sürtmek olan ve şu anda da dolgun göğüslü, üstelik sivilcesiz başka bir kızla gönül eğlendiren bir erkek yada kim bilir hangi disko barda hayatın müzikal tadını birayla karıştırıp amcasının bir türlü bitmek tükenmek bilmeyen oğullarından biriyle dans eden kız olması muhtemeldir – saat sahibini düşünüyormuş !!!
Ancaaaaak birisinin onu düşünmesi için bir anda baktığında saatte aynı rakamları görmesi gerekiyormuş .... ‘‘Saate bakayım da aynı rakam olsun, Mürüvvet bizim mürüvvet dolu günlerimizi düşünsün’’, ‘’aynı rakamda guguklu saati durdurayım da Dursun olacak ayu oğlu ayu beni hep düşünsün dursun’’, ‘‘alarmını kurayım da aynı rakam gelince saatim ; arım, balım, peteğim Kamuran’ımın beni düşündüğünü haber versin’’ , ‘‘kız anaaam, biiir dakika daha bekleyip bakarsaaam aynı rekam olecak ve Ahsen beni düşünecek ayol’’ gibi değil ; kızgın kumlardan serin sulara atlamak gibi veya hayatın reklam filmini izlerken olduğu gibi natürel akışında, içinden gelmişçesine , ‘ilham perisi dürtüklemişçesine’, ‘saat kaç birader?’ diye gaipten sesler tarafından sorulmuşçasına bakmalıymışsın saate ...
Öyleyse senin işin zor be güzelim, senin işin zor be arım, balım peteğim ! ....
Saat 09.09 Fatih yataktan kalkıyor ve rüyasında seni gördüğü için rüyanın etkisiyle seni düşünüyor ...
Saat 10.10 yine aklımdasın ; birisi seni düşünüyor ...
Saat 11.11 sana benzeyen birisini gördüm ; birisi seni düşünüyor
Saat 15.15 radyoda çalan bir aşk şarkısı ; birisi seni düşünüyor
Saat 23.23 televizyondaki aktris sana benziyor ; birisi seni düşünüyor
Saat 03.03 rüyamda bir peri var ; birisi seni düşünüyor.........
Bu arada geçen zamanlarda da – aynı rakam, akrep yelkovanın iki katı, üç katı, akrep artı akrebin yarısı ... vesaire olması gerekmez – düşünüldüğünü hemen belirteyim .
Bir bilsen ; birisi seni hiç unutmuyor ki seni sadece akrebin ve yelkovanın aynı rakamı gösterdiğinde düşünse .... İşi gücü olmayanların , aşkı arı kovanından bal çalar gibi parmak ucuyla tatmayanların düşüncesi o : ‘’saat 11.11 olsun da Melikeyi düşüneyim!’’ yada saat 22.22 olsun da Haydarcağızımın adını aşkla ve meşkle anayım!’’ demek ...
İyisi mi hiç uğraşma saatine bakacağım diye ... Saat eti kemik geçiyor ; Fatih seni düşünüyor !!
0 yorum:
Yorum Gönder