About me

Şakaydı

Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken ... Hiç kimsenin gidip görmediği ve hiç kimsenin umursamadığı – adı fark etmez – yüce bir dağın eteklerinde toprağı yarıp kafasını dışarı çıkarttı . Karlar o kadar eritmiş ki toprağı , yumuşacık olmuştu ... O da bunu fırsat bilip zorladığı topraktan kolayca çıkıverdi . O artık bir kendi halinde küçücük bir tohum değil ; endamlı, yürekli asil bir kır çiçeği ... Yanlış öğretmişler sana kaç sene önce okuduğun lisedeki biyoloji derslerinde ; bitkinin oluşması için ne gerekliydi ? Güneş, su, toprak ... Birisi bunu veriyor sen hiç farkına varmasan da, hiç umurunda olmasa da ...

Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken ... Doktorlar dikkatlice odaklanmışken ve kan-ter içerisinde kalmışken, hemşireler bir yandan mendille terleri silip doktorları rahatlatırken bir yandan da istenilen malzemeyi vermeye çalışırken , anne gözyaşları içerisinde acıya direnirken, dişini sıkıp sabrederken, sabrının zorlandığı anda çılgınca çığlıklar atarken, baba telaşla bir ileri bir geri voltalar atıp içerde neler olduğunu merak ediyorken ... Bir bebek daha ağlayarak gözlerini açtı dünyada ... Ağlamaya başladı ama o ne sevimli ve ne paylaşarak çoğalan bir ağlayıştır ! Bebeğin ağlayışına daha adını bile bilmediği annesinin sevinç dolu ağlayışı karıştı, sonra hemşirelerin ve doktorun ağlayışı, sonra da tüm bu ağlayışlara çevresindeki herkese adaklar dağıtan daha ‘baba’ demesine bile iki yılının kaldığı babanın ağlayışı karıştı . Küçücük bebeğini sarıp sarmalayan hemşirelerden alan baba , yumuk yumuk gözleri, küçük küçük parmakları, miniminnacık bir burnu ve küçücük kırmızı dudakları bulunan oğlunu kucağına alıp ona ismini fısıldadı : Umut !

Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken kırmızı kocaman bir gün ve iki renkli balon verdi sevgilisine birisi ve görmeyi o çok istediği tatlı gülümsemeyi gördü onun güzel yüzünde ... Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken birisi uzun zamandır açılamadığı , uzaktan uzağa izlediği kıza o sihirli iki kelimeyi söyledi ‘Seni seviyorum’ ... Karşılığında her şeyden çok istediği, geceleri şarkılar dinlerken hayalini kurduğu , bazen az da olsa umut ettiği ama ’’neden olsun ki’’ diye karamsarlığa kapılıp yazdığı tüm aşk şiirlerini yırtıp attığı, duymak istediği ancak duymaya hasret kaldığı o yanıtı aldı : ‘’Ben de seni seviyorum’’ ... Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken birisi beşlerle dolu karnesinin yanında taktir aldığı için karne hediyesi olan mavi bisikletini hızla sürüyor ... Birisi arkadaşının anlattığı fıkraya kahkahalar atıyor ve bir yandan arkadaşına dostane bir şekilde sarılıyor ... Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken birisi şehri büyüleyici yapan bir yemyeşil bir tepede bembeyaz tualine Tanrının yarattığı o güzel dünyayı aktarmaya çabalıyor rengarenk boyalarıyla ve bu yaptığı işi büyük bir keyifle yapıyor ... Birisi en ön sırada, sevdiği rock şarkıcısının en yakınında, en sevdiği şarkıya vokalistlik yapıp, çılgınca başını sallıyor ... Birisi ....

Dünya senin çevren kadar değil , merkezi sen değilsin ve ekvatorunda sen yoksun . Kötülükler, zalimlikler, alçaklıklar, hainlikler, fenalıklar yok her yerde ... Yalancılar, iki yüzlüler, sahtekarlar sadece o küçükcük çevrede ... Gerçekte ; üflesen yok olacak kötülükler, serçe parmağınla silsen temizlenecek pislikler onlar ! Biliyor musun , iki ay önce başlayan savaşlar bitti ; silahlar kaldırıldı, ateşkes ilan edildi . Çocuklar ölmedi, anaların yüzünde gülümseme var gözyaşları değil ... Toplu mezar olarak değil milli bayramları kutlamak için kullanılıyor o büyük stadyum ...

Güzel şey nefes almak ... Mutlu olabilmek için çok sebep var iyi düşünülürse ... Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuduktan sonra haydi, geri geri gel ! Önce o çatının ucundan , sonra da kaldığın yerde hayata geri dön ! Biliyor musun onca yıllık polislik yaşamımda bunaldığı için , zorluklardan kaçtığı için köprüden yada bir inşaatın tepesinden kendini boşluğa yada sığ sulara bırakmayı deneyen veya atlayan çok insan gördüm . Ne işe yaradı bunları yapmak ? Bir hiç, koca bir hiç !! Düşündüğün şeyi yapacak olursan ardında betona yapışıp kana bulanmış soğuk bir ceset bırakırsın ve senin için ağlayan onlarca gözyaşı ... o kadar ! Ama seninle benim aramdaki bu kısacık mesafeyi geçersen kötülüklere karşı gelmede, fenalıkları yok etmede , zehir tacirlerine göz yummamada, hırsızlara göz açtırmamada daha güzel bir dünya için çabalamada bize güçlü bir bedenle yardımcı olursun .... Evlenirsin belki ,bir de kız çocuğun olur tam senin istediğin gibi ; belki de o devam ettirir kaldığın yerden düşlerimizi ... Bulunduğumuz zaman diliminden başlayarak ve saniye saniye artarak ... İşte tam şu anda, sen bu satırları okuyorken ben diğer polis arkadaşlarımla çatıya açılan kapıda seni bekliyorum ve biliyor musun buradaki bazı arkadaşlarım senin için ve doğru kararı vermen için dualar ediyor ... Ve biliyor musun sandığın kadar kötü değil hayat , sandığı kadar kötü değil yaşamak ! Aslında iyi ki gelmişim şu dünyaya, iyi ki varım ve sen de iyi ki varsın !

İnanmadın mı ? Hıh; zaten ben de inanmamıştım .... Tüm bunlar inanmaya çalıştığım ama bir türlü bulamadığım, gülmeye çalıştığım ama gülemediğim bir şakaydı ..
Share on Google Plus

About fatxora

This is a short description in the author block about the author. You edit it by entering text in the "Biographical Info" field in the user admin panel.

0 yorum: